16 Şubat 2013 Cumartesi

Yaklaşık 2 gündür deniz feneri şeklinde bir gece lambası yapmaya çalışıyorum. Bu bir doğum günü hediyesi olacak başarabilirsem. Ama ya beğenmezse, ya değmezse,  biri için bu kadar zahmete değer mi?

Ben doğum günlerini çok önemsemem diyebilirim şu an. Herkesin söylediği, hatta bazılarının kendini inandırdığı bir yalandan  başka bir şey değildir bu. Ortada olan EGO neticede. Hatırlanmak, önemsenmek ihtiyacı. Mesele aslında bundan ibaret. Aslında ne kadar yaşadığımızdan çok nasıl yaşadığımızın önemli olduğu konusunda hepimiz hemfikir değil miyiz sanki?

Ben o deniz feneri şeklindeki gece lambasını illa ki yapacağım. Ona gönderir miyim göndermez miyim onu bilemem. Değer mi değmez mi diye düşünerek kendi egoma kulak vermiş oldum yalnızca. Beni hatırlamıyorsa hatırlamasın. Emek harcadıysam da harcadım. Birini sevmek, önemsemek ve onun için bir şeyler yapmak kötü değil ki. 

Ama illaki değerlendirme yapacak olursak, o çok değerli benim için. Bu başlı başına yeterli bir sebep. Değerli bir arkadaş dünyadaki her şeyden önemlidir. Ayrıca nazik biri, iyi niyetli, güzel şeyler hak eden biri. Doğum günü kutlanacak biri yani, iyi ki doğmuş biri.

'Ya beğenmezse?' mevzusuna gelecek olursak, beğenmezse o daha iyisini yapsın da görelim. Hayret bişey.

13 Şubat 2013 Çarşamba


Bende 'Landslide' şarkısını söyleme hissi uyandıran gülümsemeler,
Koşup sarılma isteği doğuran gözyaşları,
İyi hissettiren ağlamalar,
Camları titreten kahkahalar,
Replikleri kalbimden gelen filmler,
Keşke ben yazsaydım dediğim romanlar,
Yemek yaparken söylediğim şarkılar,
Saatlerce sadece yüzünü izleyebileceğim insanlar,
Ben uydurduğum için ismini 'Ezgi' koyduğum yemekler,
Kağıt kenarlarındaki imza denemelerim,
Kitap kenarlarına çizdiğim anlamsız şekiller 
Ve bana daha çok yakışırdı dediğim elbiseler.. 
Bunları elimden kim alabilir???


-Bursa