Osmanım'a
Günlerden Mart...
Ben sana güvendikçe Everestleşiyor omuzların.
Bin üç yüz seksen beş temkinli adım,
Sekiz yüz elli üç noktalama işareti,
Bir sürü yüz, bir uğultu ses
Ve tavana kadar sabırdan sonra
Nihayet,
Sevmeye özgürüm bu Haziran.
Aylardan Bahar...
Sen bana baktıkça deniz fenerileşiyor gözlerin.
Sen bakınca ben Güneşi tutabileceğimi sanıyorum.
Sen sarılınca ben Pisa Kulesini düzeltebileceğimi sanıyorum.
Sen sevince ben Pasifik Okyanusunu bir dikişte içebileceğimi sanıyorum.
Yıllardan 25...
Ben seni sevdikçe Gökyüzüleşiyorum.
Birlikte yeldeğirmenleriyle savaşalım.
Kendimize kadar bir gezegenimiz olsun.
Yalnızlık insanın içindedir,
İçlerimizi laboratuvar ortamında birleştirelim.
Gecenin bir yarısı kalkıp aynı buzdolabını kurcalayalım.
Sen benden su istersen ben nehirler bulurum.
Aynı cama vurup birbirine karışan yağmur damlaları olalım.
Atmosferde gezinerek bekleyen zilyonlarca kelimenin içinden çıkalım,
Gel seninle belirtili isim tamlaması olalım.
Mevsimlerden Özgürlük...
Sen bana gülümsedikçe mavileşiyor kanatlarım.
Bir tutam yaram vardı göğsümde,
Hüzün kokusu genzimi yakıyordu.
Sen elimi tuttuğunda,
Genzimdeki yangın ve yurdun doğusundaki kar yağışı bitti.
Göğsümdeki yaralar ayakta tedavi edildi.
Haziran bu yıl beni alnımdan öpüp gitti.
Bursa, Ağustos
19 Ağustos 2015 Çarşamba
26 Ocak 2015 Pazartesi
küçük aklım
gözlerinde bulduğum renkler
bence başka bir gerçekliğe aitler
mayıs ortasını andıran ılık rüzgarda
deniz gibi dalgalanan saçların
sanki bir ışık kaynağından
savruluyor evrenin her köşesine
zavallı gözlerimi senden alamayışımdan
gökyüzüne bile bakamıyorum
küçük aklımı senden uzak tutamıyorum
Bursa, Şubat 2o13
bence başka bir gerçekliğe aitler
mayıs ortasını andıran ılık rüzgarda
deniz gibi dalgalanan saçların
sanki bir ışık kaynağından
savruluyor evrenin her köşesine
zavallı gözlerimi senden alamayışımdan
gökyüzüne bile bakamıyorum
küçük aklımı senden uzak tutamıyorum
Bursa, Şubat 2o13
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)