1 Ekim 2014 Çarşamba

Balkabağıyla Dertleşmeler

Gittik, geldik, yol bitti.
Biz bi' yere varamadık be Balkabağı.
Yürüdük yürüdük bitmedi koridorlar.
Kapımızı hep anahtarımızla açtık.
Bir ağaç, bir kedi, bir travesti gördüm.
Her gece gördüm, her camdan bakışımda.
Biz boktan mahalleler de gördük, ayışığında.

Taşındığımız gün elinde bi' tabak sarmayla
Pavyonda çalışan abladan başka
Kapımızı çalanın olmadığı
Boktan apartmanlarda oturduk.
Sonra o ablayı apartmandan atmak için
İmza topladılar.
Taşındıktan 7 ay sonra ilk kez o gün gördüm
Üst kat komşumuzun yüzünü
Öyle de boktan insanlardı o mahalledekiler
Öyle de namuslulardı(!)...
O boktan mahallelerde bazen terziler olur
Hacıdırlar üstelik.
Gecenin bi yarısı kapını çalarlar.
Açmamak en güzeli, ışığı görür de
Niye açmadınız diye bile soramaz ertesi gün.

Zaten hacıdan hocadan bi' de
Sessiz durandan kork Balkabağı.

Hani bir şiir vardı, nasıldı,
'Gecenin efkarı iniyor perde perde
Sevdanın hayali vuruyor arada bir içime...'
İşte öyledir sevda, arada bir hayali vurur
İçine.
Gözlerine biriken hüzün ıslağını
Geri itmeye çabalarken
Boğazında mitozla çoğalır
Hayallerinin parçaları.
Ses tellerini keserler konuşamazsın
Hem zaten asıl hayal kesiği acıtır
İnsanın etini en çok.
Kağıt kesiği değil.

Doğduk, büyüdük, yaşadık, hayat bitmekte
İçimiz bu gece pür kasvet yine.

Bi' kıçımızı toplayamadık be Balkabağı.
Yüreğimizi bi' kaldıramadık müfredattan.
Bi' fırsatçı olamadık, kafamızı kullanamadık.
Bi' yazamadık, bi' okuyamadık.
Uyuduk, büyüdük de
Bi' bok olamadık be Balkabağı.

Bursa,2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder